7 Eylül 2013 Cumartesi

Diyarbakır çArşı, Deplasman Kartalları, BAU, Guti Hernandez, Beşiktaş JK ve Beşiktaş Yün Atkıları



İlk foto şehir ve üni atkıları. Tamamı tek kattan oluşuyor. Şehir oluşumlarının atkı çıkartma isteğini anlıyorum ama sırf atkı yaptırmak için de yapmamak lazım. Diyarbakır çArşı atkısı dizayn olarak çok başarısız olmuş. Atkıya bakınca başlı başına bir karmaşa var. Bu kadar güzel 2 rengi kullanmak zor olmamalı. Sade tasarımlar benim için her daim çok başarılı. (Düzce atkısını daha önce eklemiştim. Yanlışlıkla bu gruba da dahil edip, fotosunu çekmişim.)
  

İkinci foto lisanslı atkılar. Guti atkısının dezavantajı da 2 yıkamadan sonra tüylenmeye meyletmesi. Orta sıradaki atkı saten-yazlık atkı. Fethiye'ye tatile gittiğimde takım da hazırlık kampı için oradaydı. Yuvanın tırını görünce elimiz boş çıkmadık:) Yün atkının hikayesi ise daha ilginç. Lisanslı ürün ama bana Londra'dan geldi. Gezen atkıları seviyoruz.

2 Eylül 2013 Pazartesi

Feda, Nostalji Serisi ve 110. Yıl Atkıları







Koleksiyonun güzelleri grubundan bu atkılardan da.

İlk sıradaki atkılar, geçtiğimiz sene "taraftar" hamlesi ile vira denilen "Feda" projesinin ürünleri. Beşiktaş futbol şubesinin kurucusu Şeref Bey, hastalığına rağmen Beşiktaş için koşturmuş, mücadele etmiş. Doktoru Enver Bey'in "Beşiktaş, seni genç yaşta öldürecek dostum" telkinlerini dinlememiş ve "feda" demiştir. Şeref Bey'in seneler önce verdiği bu yanıt, zor günler geçiren kulübe günümüzde hayat vermiştir. Bu kapsamda yapılan tüm ürünlerde de Beşiktaş'ın ilk arması kullanıldı. İlk arma ile tekrar haşır neşir olmak bu işin en güzel yanlarından biri bence.

İlk fotoğraftaki atkılar yün. Bir ucunda eski arma, diğer ucunda da Feda yazısı var. Bu atkıları yakından görmeden önce çok hevesliydim. Tüm kış boynumdan çıkarmam diye düşünürken, elime aldığımda inceliği beni şaşırttı. Şiddetli kış aylarında değil de orta şeker günlerde takılabilir:)

2. sıradaki nostalji serisi, bana göre yuvanın bugüne kadar yaptığı en güzel işlerden biri. Atkılar saten ve her iki tarafında da aynı desen var.

Siyah-Beyaz Film Gibi...
Sabri Dino - Yusuf Tunaoğlu - Vedat Okyar

Sabri Dino, 1964 yılından 1975'e kadar Beşiktaş formasını giymiş, Necmi Mutlu'dan sonra Beşiktaş kalesini en çok koruyan isim olmuştur. Aramızdan ayrılış şekli çok üzücüdür. Resmi sitede de yazdığı gibi "Beşiktaş tarihindeki ölümsüzlüğü devam edecektir."

Fena geliyor top,
Uç Sabri Dino.
Sola vurur,
Atla Sabri Dino.
Dokuz numaraya dikkat,
Aman Sabri Dino.
Kalemizde ışıl ışıl,
Canım Sabri Dino.
Gönlümüzde ışıl ışıl,
Atlama Sabri Dino.

Vedat Özdemiroğlu

Yusuf Tunaoğlu'nun bizler izleyemedik, izleyenlere sorunca da imrendik. "Ah gelmedi onun gibisi, Yusuf öyle büyük topçuydu ki" Şenollar, Birollar gider, Yusuflar, Sanlılar gelir cümlesinin baş karakterlerinden. Dönemin mühim golcüleri Şenol ve Birol Fb'ye transfer olunca, Baba Hakkı durumu bu cümle ile özetlemiştir. Bir başka Beşiktaş efsanesi Şükrü Gülesin, şöyle demiştir Yusuf için: "Bu çocuk, bizim atmosferimiz içinde yetiştirilmeyip de, bir Güney Amerika doğumu ve ekolü içerisinde olsaydı, bugün ismi bir Pele'den, Didi'den daha önce gelirdi." İzleyenlerin "bir daha böylesini görmedik" dediği Yusuf, ne yazık ki meziyetlerine ters oranda kendisine bakmış, hızlı yaşamayı tercih etmiş ve Beşiktaş formasını uzun seneler giyme fırsatını tepmiş. Buna rağmen hep çok sevilen olmuş Beşiktaşlılar için. Beşiktaş özkaynağının güzel isimlerinden olmayı başarmış.

Vedat Okyar, izleyemediğimiz ama Beşiktaşlılığı ile büyüdüğümüz isimlerden oldu. "Güzel Beşiktaşlı, güzel insan" tanımlarının en çok yakıştığı isimlerin başında geliyor. 1968-1976 yılları arasında formamızı giymiş ve sağlam penaltıcı olarak anılmış. Futbolu bıraktıktan sonra da her daim güzel adam olmayı sürdürebilmiş nadir isimlerden olmuştur. Sadece Beşiktaşlılar için değil, tüm futbol taraftarları, izleyicileri için sevilen isim olmuştur. Ne yazık ki lanet bir hastalık onu bizden aldı. Tek tesellimiz de şampiyonluğu görmesi oldu. "Benim akrabalarım Beşiktaş taraftarı" diyen Okyar'ı çok özlüyoruz.

Beşiktaş'ın bir başka efsane kuşağı MAF. Adlarına besteler yapılan, Beşiktaş forması altında sadece sportif olarak sevindirmeyip, Beşiktaşlılık ile de güldüren Metin, Ali ve Feyyaz. Ali gol, Metin gol, haydi bastır kral Feyyaz sen de koy. Ne Fener, ne Cimbom, bu sene de Beşiktaşım şampiyon. Beşiktaş tarihinin 3 gol kralından biri Feyyaz, golcülüğü kadar efendiliği ile de ön planda olan Ali ve Sarı Fırtına Metin Tekin. Metin Tekin'e sevgim bambaşka olduğu için bu atkı çok daha mühim.

Şeref Bey ve Hakkı Yeten. Tarihimizin en mühim isimlerinden ikisini buluşturmak harika bir detay olmuş. Futbol şubemizin kurucusu ve ilk kaptanı Şeref Bey ile futbolun "baba" lakaplı nadir isimlerinden Hakkı Yeten. Şeref Bey, Beşiktaş için hayatını feda etmiş bir isim. Hakkı Yeten, ömrü boyunca Beşiktaş uğruna çalışmış büyük kaptan. Tüm ülke futbolunun saygı duyduğu, efsane kelimesinin hakkını sonuna kadar vermiş değer.

Bu isimler için satırların yetersiz olduğunun farkındayım. Her biri için günlerce yazmak az gelir.

110. yıl için çıkarılan özel atkı. Şanlı, Şerefli 110 Yıl. Bu kadar güzel iki renge sahipken, kötü atkı çıkarmak ayrı meziyettir. Bizimkiler de sıkça yapmayı başardı ne yazık ki bunu. Lakin son dönemde oldukça iyi işlerin çıktığını kabul etmeliyiz. Bu seri de onlardan biri.

Feda atkısı da 110. yıl gibi 3 armadan ve sadelikten oluşuyor. Çok, çok beğendim tamamını.

Yün atkılar ve nostalji serisi yakın bir arkadaşımın yılbaşı hediyesi. Buradan da çok teşekkür ederim. Ve evet ta yılbaşında gelen atkıları yeni ekliyorum. Bu da benim ayıbım:(


26 Ağustos 2013 Pazartesi

Ultras Sur, Juve Leo ve Reducto Burgales Atkıları




Ultras Sur'un kuruluş yılı 1980. Kısa sürede ilgi odağı olup, genç taraftarların da katkısıyla büyüyen bir ekip olmuşlar.


José Luis Ochaíta, uzun yıllardır grubun lideri. Rakip tribünlerle kavgalara karışmış, tutuklanmış ve müsabakalara zaman zaman girişi yasaklanmış bir isim. Grubun tarihi boyunca, RM'nin kimi oyuncuları ile sıkıntıları olmuş, kimileri ise gözdeleri. Aralarının iyi olduğu oyunculardan Juanito, trafik kazasında hayatını kaybettiğinde, 10 sene boyunca içerde oynadıkları maçların 7. dakikasında "Illa, illa, illa, Juanito maravilla" diye bağırmışlar. Maravilla İspanyolca'da şaşkınlık manasına geliyormuş.


Grubun içerisine girmek zor olmasına rağmen kimi kitaplara konu olmuşlar. Antonio Salas takma adıyla aralarına giren bir gazeteci gözlemlerini yayımlamış. Salas'ın gözlemlerinin yoğunlaştığı konu Ultras Sur üyelerinin stadyum içi ve dışında Neo Nazi hareketini destekleyen tavırları olmuş. Benzer deneyimleri bir başka "ajan" taraftar David Madrid de yaşamış. (Soyadından da mı anlamadınız arkadaş:)) Hatta bir polis de taraftar kılığındaymış o dönem.


Ultras Sur'un karıştığı en büyük olaylardan birisi 1 Nisan 1998'deki CL yarı final ilk maçında Dortmund ile yaşadıkları. Maçtan önce yüz kadar taraftar, stadın güney tarafındaki tellere yükleniyor. Önlerindeki kale ile tellerin arasında da bağlantı var. Ağırlık sonrası tellerin çökmesi sonucu kale de yerinden hareket edip, sökülmüş ve müsabaka 75 dakika geç başlamasına sebep olmuş. Kulüp de bununla ilgili ceza aldı. Grup da bu olay sonrasında kendi durumları ile ilgili daha köklü kararlar almaları gerektiğini dile getirmişler.


Florentino Perez'in başkanlığında güney kapısına dönmek zorunda kalmışlar. Başkan, grubun içeride ve yurtdışındaki masraflarını da kesmiş. Böylece olayların da sayısı epey azalmış. 2006-2009 arası Roman Calderon başkanken grubun başkanla arası iyi olmuş. Başlangıçta stadlara gelirken sürekli gamalı haç ve Franco dönemine ait simgelerin bayrakları ile gelmişler. Günümüzde ise her kesimden insan olduğunu iddia ediyorlar. Hala tribünlerinde benzer içerikte bayraklar mevcutken, aklı başında birinin Ultras Sur çatısı altında olması olası değil açıkcası.


Lazio'nun Irriducibili, Verona'nın Hellas Army Verona, Lyon'un Bad Gones, Espanyol'un Blanquiazules Brigades'i ile iyi ilişki içerisindeler. Rayo Vallecano'nun Bukaneros, Sevilla'nın North Biris, Athletic Bilbao'nun North Taldea Herri düşman grupları. Şu seçimler sonrasında hala faşist değiliz diyorlar:)


Juventude Leonina, Sporting'in en büyük taraftar grubu. Juve Leo veya JL76 deniliyor. Sporting'in en eski grubu, 1976'da kurulmuş. Sporting'in o zaman ki başkanı João Rocha'nın oğulları tarafından kurulan bir grup. Bu da onları Portekiz'in ilk resmi tribün grubu yapıyor. Durum böyle olunca amigoları da uluslararası platformda tanınan biri ve bu sayede "ultra" dünyasında kısa zamanda bilinen bir ekip haline geliyorlar. İlk başlarda kendi okul arkadaşları varmış grupta, hatta başkanın gençlik projesi denilebilir.  Fakat 80'li yıllara gelince ultra kavramını benimsemişler. Düzenli meşale kullanımı, bayraklar, semboller kullanmaya başlamışlar.


Juve Leo'nun varlığı diğer kulüplere de örnek olmuş bu sayede. 1982'de Benfica taraftarları Diabos Vermelhos'u kuruyor. Portolular Dragons'u, Academicalılar Mancha Negra'yı.


İlk yurtdışı deplasmanlarını da 83-84 senesinde Uefa Kupası'nda Sevilla'ya karşı yapmışlar. 80 kadar kişi. Sonrasında devamı gelmiş zaten.  Her geçen gün de bünyesindeki üye sayısı artmış. Tribünün başka bir grubu olan Torcida Verde (1984) ile de güçlerini birleştirince iyice yükselen bir ekip olmuşlar. Bu arada Torcida ancak 1988 senesinde kulüp tarafından tanınmış.


Burgos Club Football, ne yazık ki grup hakkında bir şey bulamadım. Burgos, şu an İspanya 4.liginde mücadele ediyor. Normalde 1922 yılında kurulmuş; ama maddi sıkıntılar ve çeşitli sebeplerden dönem dönem kapanıp, başka isimlerle faaliyetlerini sürdürmüşler.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Partizan, Grobari, Grobari Jug, Juzni Front, Paok-Partizan Atkıları








Koleksiyonun kıymetlilerinden. Bakmaya doyamadığım atkılar da denilebilir. Partizan grup atkıları. İlk fotoğraftaki atkılar, tasarım ve sadelik olarak benim için "atkı"nın tanımı. Konu Partizan olunca danışacağım ilk isim haliyle dayım. Bir şeyler yazmasını rica ettim, o da kırmadı sağolsun. Partizan deplasmanına giden efsane kadroda yer alan dayıya rica etmeyeceğiz de kime edeceğiz:)

"Daimi bir okuyucusu, zaman zaman da yorumcusu olarak kendimi bu blogun bir parçası sayıyordum ama böyle küçük bir yazıyla katkı yapmak hepsinin ötesinde. Partizan sempatimi bilen Ege başkan rica etti, Grobari atkıları için buradayım :)

Grobari, 1970’te kurulmuş, Avrupa’nın en eski tribün gruplarından biri. Her yönden özgünlüğüyle öne çıkan Yugoslavya’nın, Ultras kültürüne hediyesi. Son yıllarda iç çatışmalar nedeniyle epey kan kaybı yaşasa da, Balkanlar’ın en etkili gruplarından olma niteliğinden fazla bir şey kaybetmiş değil. 

Soldaki atkı, Grobari'nin JNA Stadı'ndaki güney tribünde konuşlanmasına atfen aldığı ismi taşıyor: Grobari Güney. South Will Rise Again mottosuyla tribünde dalgalandırılan Konfederasyon Bayrağı (Amerikan İç Savaşı'nda güneylilerin bayrağı) da buradan geliyor.

İkinci atkı da yine klasik bir Grobari atkısı. Stadın bulunduğu Humska Caddesi'nden dolayı Kızıl Yıldızlıların "mezar kazıcılar" olarak adlandırdığı Partizanlıların ana sembollerinden biri bu kürekli adam.

Üçüncü atkıdaki keltoş ise Grobari 1970'in sembolü. Tribüne hakim olan Alcatraz ekibinin üstünde Grobari 1970 tişörtleri görmek mümkün. Yeri gelmişken, Grobari'nin, Çarşı benzeri bir şemsiye isim olduğunu belirtmek gerek. Bu isim altında birçok alt grup yer alıyor. Mesela son atkı, 1999'daki tribün içi anlaşmazlıklar sonucu kurulan bir alt grup olan Južni Front'un (Güney Cephesi). Son çatışmalarda üyelerinin bir kısmı Alcatraz'ın, bir kısmı da Zabranjeni'nin tarafında yer alan bu grup da kendi içinde bölünmüş durumda. Yumruklu sembolleri ise Napred (ileri, bastır vs.) Partizan mottosunu taşıyor."

Bu atkıların fotolarına torpil yaptığımın farkındayım. Ama görüntüleri çok hoş. İlk fotodaki atkılar bar model. Benzer kaliteye sahipler. 3. fotoda, ilk sıradaki atkı bunlara  oranla daha ince. O da Grobari atkısı. Juzni Front, klasik yün atkı. Paok - Partizan atkısı dandik yazlık atkılar kategorisinden.


15 Ocak 2013 Salı

Çanakkale, Trakya, Düzce, Uludağ, Saü, Gebze Atkıları





Aslında kolay ulaşmam gerekirken, zor ulaştığım atkı grubu şehir atkıları. İletişime geçiyorum ya yanıt bile verilmiyor ya da tamam denilip ilgilenilmiyor. Eş, dost sayesinde edinmeye çalışıyorum.

İlk fotodaki atkıların ikinci sırasındaki hariç diğerleri tek kat. Çanakkale Kartalları atkılarını sevgili Recep Okyay hediye etti. Tekrar teşekkür ederim. İlki tek kat, diğeri yün, çift kat. Trakya Kartalları'nın bir başka versiyonu vardı, bu da ikincisi oldu. Düzce Kartalları da klasik tek kat modellerinden.

Beşiktaşlı üniversite oluşumlarının ikisi: Uludağ ve Sakarya. Uludağ'ın atkısını çok beğendim. Abartılı tasarımdan uzak, damalı görüntü de çok yakışmış. SAÜBJK, koleksiyonun en ilginç atkısı sanırım. Atkının bir katı yün, diğer tarafı polar. Ayrıntılı fotoğraflarda görülebilir. Ve boğaza kolaylıkla sarmak için bir kesit yapmışlar. Epey ilginç.

çArşı Gebze atkısı çift kat ve yün.


11 Ocak 2013 Cuma

FC Burgen, SSV Ulm, Ceskie Budejovice, Orlanda Pirates, Zwaluwen, Odd Grenland, VUC, VV Sleeuwijk, Achilles'29, Mehlentaler SV Atkıları



Atkıların sayısı arttıkça ve ben buraya bir şey eklemedikçe mahcubiyetim artıyor. Sadece atkı fotoğraflarını ekliyor olsaydım elbette daha kolay olurdu. Ama blogun bu halinden de çok memnunum. Ekle artık diyen arkadaşlar kusura bakmasın. Umarım devamı gelir:) Bu sefer geniş bilgi yerine, kısaca kulüplerden bahsedeceğim. Pek aşina olduğumuz takımlar değil çünkü.

Fc Burgen, Almanya'da Kreisliga (bölgesel lig) takımlarından biri. Daha önce benzer kulüp atkıları eklemiştim. Genelde yerel sponsorlar ile desteklenen, temelde odaklandıkları nokta sadece "spor" olan kulüpler.

SSV Ulm de Alman kulüplerinden biri. Ne yalan söyleyim daha önceden bilmiyordum; lakin Almanya'nın en eski ve köklü kulüplerinden biriymiş. 1846 senesinde kurulmuşlar. Atkının üzerinde "Donaustadion You Will Never Walk Alone" yazıyor. Stadlarının ismiymiş Donaustadion.

Sk Ceskie Budejovice, 1905 yılında kurulmuş olan Çek kulübü. Tomas Sivok da formasını terletmiş, o yüzden atkının ayrı bir yeri oldu.

Orlando Pirates, bu grubun açık ara en güzel isimli atkısı. Güney Afrika kulübü 1937 senesinde kurulmuş. O zamanlar isimleri Orlando Soweto imiş. 1940 senesindeki "The Sea Hawk" filminden sonra kulübün adı Orlando Pirates olmuş. Kulübün kurucuları, altın madenlerinde çalışmak için kırsal kesimden göç eden işçilerin çocukları olmuş. Lakapları da Ezimnyama Ngenkani (The Black Ones)

Zwaluven, Hollanda'nın amatör küme ekiplerinden.

Odd Grenland, Norveç süper lig takımı. Norveç Kupası maç atkısı. (2002) Finalde, Valerenga ile karşılaşmışlar ve 1-0 kaybetmişler. Gün yüzü görmeyesin Valerenga:(

VUC, Hollanda'nın amatör kulüplerinden. Atkı da pek hayır yok ama penguenleri yüzü hürmetine burada.

VV Sleeuwijk, bir başka Hollanda amatör ekibi.

Achilles'29, Hollanda 3. lig ekiplerinden.

Mehlentaler SV, Alman amatör ekiplerinden.

Orlanda Pirates hariç atkıların tamamı çift kat.